PAMUKKALE

PAMUKKALE - DENİZLİ

Kuşadası’ndan E87 karayolu doğuya, Anadolu’ya aynı zamanda da büyüleyici manzarası ve yıkıntılarıyla sessiz bir şekilde yatmakta olan Pamukkale’ye doğru döner. Yolculuğunuz biraz uzun sürebilir (yaklaşık 170 km).

Pamukkale’yi uzaklardan bir düzlüğün üzerinde yükselen beyaz bir taş yığını olarak algılarsınız. Ancak yanına yaklaştıkça bu taş yığını çiçekleri, kuşları, şelaleleri ya da hayal gücü ürünü olabilecek her şeyi andıran fantastik şekillere dönüşecektir. Bu ilgi çekici güzelliğin kaynağı, Büyük Menderes Irmağı’nın başlıca kollarından Çürüksu’nun suladığı ovanın kuzey kenarından çıkan sıcak madensuyu kaynakları ve beyaz travertenlerdir. Travertenler deniz yüzeyinden 400 m yükseklikteki bir düzlük ile bu düz alanın yamaçlarında oluşmuştur. Kaynarcalardan çıkarak traverten oluşum alanına doğru akan, kalker içerikli ve 33-35,5 C sıcaklığındaki madensuları yüzeye çıkar çıkmaz karbon dioksit gazının uçması ve sudaki kirecin çökelmesi sonucunda pamuk yığınlarını andıran ilgi çekici bir görünüm kazanır.

Buraya, platonun eteklerinde yer alan Pamukkale Köyü’nden gelinir. Köyden yukarıya araba ya da otostopla çıkabilirsiniz; Kuzey girişini tercih edin. Traverten teraslara kadar inmekten kendinizi alamayacaksınız. Süt rengindeki suyla dolu havuzların etrafınızı çevrelediğini göreceksiniz, adımınızı atmadan önce tek yapmanız gereken ayakkabılarınız çıkartmaktır. Bu şifalı suların tadını çıkarmak için köye yakın olan Pamukkale Hotel’e gidebilrsiniz. Bir zamanlar kutsal kabul edilen, bahçeler içindeki (bir kaç sütun yıkıntısının da içinde bulunduğu) havuza belli bir ücret karşılığında girebilirsiniz.

Alıntı : www.tatil-mekan.com